EĞLENCELİ BİR OLYMPOS GEZİSİ: SD’21
gezi

Editörün Notu: Kimisi SCUBA’ya bayılır, kimisi serbest dalışa. Ekipmansız oluşun rahatlığı, su altındaki sessizlik, dinginlik hoş gelir birçok insana. O yüzden bir kere seven bir daha kopamaz serbest dalıştan. Pandemi sürecinde sekteye uğrayan serbest dalış gezilerimize, Olympos’21 serbest dalış gezimizle kaldığımız yerden devam ettik. Bu güzel geziyi ve öncesini, 2 yıldızlarımızdan ve serbest dalıcılarımızdan İdil bizler için dile getirdi. Keyifli okumalar!

Yeni dönem serbest dalış kursumuzu bahane edip, geçtiğimiz yıl Olympos’a yaptığımız serbest dalış gezisinden hafızalarımızda kalanlara kısaca bir göz atalım dedim.

Covid-19 nedeniyle yarım kalan serbest dalış antrenman sürecimize normalleşmeyle beraber dönüp gezi öncesi antrenmanlara devam ettik:

IMG-20210826-WA0006

Nihayet 22 Eylül 2021 Çarşamba günü akşama doğru malzoda buluşup gezimize başladık. Serbest dalışın SCUBA’dan farklı olarak en iyi yanlarından biri ekipmana gerek olmaması. Dolayısıyla malzoda işimiz çok uzun sürmedi ve gerekli malzemeleri otobüse kısa sürede yükleyerek yola çıktık. Geziye giderken herkeste olması gereken en önemli şey ise yeşil bir kıyafetti :) Gezi boyunda tekneye tüp taşımak, zincire eklenmek, takım bağlayıp sökmek veya akşamları tüp basmak gibi sorumluluklarımız olmayacağından yapabileceğimiz en iyi şey her akşam dolu dolu eğlenmekti. Ama öyle her zaman yaptığımız gibi müzik açıp dans etmenin dışında bir şeyler olsun istiyorduk. Dolayısıyla biz de bu eğlenceye renk katmak için bir “dress-code” belirlemiştik. Evet, yeşil.  Herkesin yanında yeşil bir kıyafet taşıyıp taşımadığı, dress-code’un fikir annesi Berfin Yardımcı tarafından sorgulandıktan sonra geziye hazırdık. Yeşil kıyafeti olmadığı için yakın bir renkte kıyafet getirdiğini söyleyenleri affettik ve hep birlikte yolculuğumuza başladık. Dans edip şarkı söylemek için Olympos’a varmayı bekleyemediğimiz için otobüsümüz küçük bir yürüyen disco gibiydi. Karaoke ile başlayan yolculuğumuz; danslar, telefondan oynanabilecek oyunların oynanması, oturanların zorla kaldırılıp eğlendirilmesi ile devam etti ve bir saatten sonra herkesin uykusunun gelmesi ile kapanış yaptık. Eylül sonunda, serin bir havada İstanbul’dan yola çıkan yaklaşık 20 kişilik bir ekip düşünün: kalın, uzun giysilerle uyuyakalmışız, sabaha karşı çorbacıda mola vermişiz ve hava hala serin, çorbayla ısınmaya çalışıyoruz… Hayal ettiniz mi?  Otobüste yarım kalan uykularımıza devam ettikten sonra gözlerimizi açtığımızda ise 30 dereceye yakın sıcaklıkta bir Antalya karşıladı bizi. Keyifler yerinde, müziğimiz yerinde, güneş tepemizde…  Direkt olarak kalacağımız pansiyona gidip kısa bir uyku ile kendimize gelip kahvaltıya geçtik.

Kahvaltıdan sonra eğitim dalışlarımız için sahile doğru yola koyulduk. Fakat denizin fazla dalgalı olmasından dolayı ilk birkaç saat eğitimlere başlayamadık.  Bu sırada, içlerinde benim de olduğum “Bari gelmişken yüzelim” diyen 5-6 kişilik bir ekip; denizin, suyun ve kumun tadını çıkardı. Dalgalara doğru koşan mı olmadı dersiniz, dalgalar yüzünden mayosu bikinisi ters düz olan mı, yoksa dalgalara kafa atan, kendini sahile vurmuş olarak bulan mı…  Hayatımızda ilk defa deniz görmüş gibi bir halimiz vardı. Hayatımızda ilk defa deniz görmedik tabii, ama ilk defa birlikte denize giriyorduk. Bir noktadan sonra yorulup biraz da sahilde oyun oynayıp güneşlenmeye karar verdik.

 

fotofoto

Denizin de durulmasıyla beraber sırayla eğitimlerimize başladık. 6 metreden kemer alma, yüzeyde kemer kuşanma, baygın dalıcıyı serbest dalış ile çıkarma gibi temel birkaç şeyi öğrenip uyguladıktan sonra günü bitirdik. Akşam pansiyonun oturma yerlerinde sohbet ederek ve oyunlar oynayarak  başladığımız eğlencemize otoparkta ve terasta dans ederek devam ettik.

sd2

İkinci gün uzun arayışlardan sonra mavi ve yeşilin birbirine girdiği harika bir koy bulduk. Küçük bir patikadan geçerek ulaştığımız bu koyda, bir yandan kalan eğitimlere devam edilirken bir yandan eğitimini tamamlamış kişiler olarak birbirimizi izleyerek SD yapmaya başladık. 6 metre ile başlayıp 8 metre ve 10 metreye dala dala ilerledik. Daha fazla derinlik bulamayıp 10 metre civarında takıldığımız bir gün oldu.

Fakat bugün bizi minik bir sürpriz bekliyordu. O dönemde, Antalya’daki yangınların üzerinden henüz iki ay kadar geçmiş olduğundan bu tarz bölgeler girişe kapalıymış. Jandarmanın bizi uyarmasıyla bölgeden ayrıldık.

IMG_4031

Eğitimi yarım kalan ekip, başka bir bölgede eğitime devam ederken kalanların Olympos’u gezip, dağa tırmanıp, gün batımında dans edip fotoğraflar çekildiği uzun bir akşamın sonunda pansiyonda her zamanki yerimizde toplandık.

sd1

İşte bugün yeşil günüydü. Herkes yeşillerini giyip gelmişti. O yemyeşil ortamdan bir kare de buraya bırakıyorum :) ne kadar eğlenceli bir akşam olduğunu anlatmaya gerek duymuyorum.

sdsd

Üçüncü günümüzde yine çok tatlı bir koy bulup dalışlarımıza başladık. Herkes eğitimlerini tamamlamış olduğundan gruplara ayrılıp birbirimizi izleye izleye dalıyorduk. Bölge, ilk iki gün gittiklerimize kıyasla fazlasıyla canlıydı. Kalamar sürüsü, asker balığı, yavru aslan balığı, kornet benim bizzat gördüğüm canlılardan. Farklı gruplarda farklı canlılara denk gelenler de olmuştur eminim. Yaklaşık 10-12 metre derinliklere defalarca dalıp keyifli bir dalış günü geçirdik. Kıyıda Tarçın isimli çok tatlı bir köpek dostumuz da bizim keyifli anlarımıza eşlik ediyordu.

sd3

Bugünün akşamında diğer günlerden farklı bir planımız vardı.  Son akşamımız olduğu için, bir süredir dillerde dolanan sabahlama planımızı hayata geçirmeye karar vermiştik. Herkes akşam 20.00 civarında uyumak üzere odalarına çekildi. Alarmlar gece 00.00’a kuruldu. Tabii ki ilk toplanan ekip 6-7 kişiden fazla değildi. Bazı fireler vermek üzereydik ki herkesi kapı kapı dolaşıp uyandırdıktan sonra eksiksiz bir şekilde  her zamanki alanımızda toplandık. Sohbet, muhabbet, dans derken Likya yolunda bulduk kendimizi. Antik kentin içinden geçip taşlı yollarda düşmemeye çalışarak yürüdükten kısa bir süre sonra ormanda müziğimizin çevreyi de rahatsız edemeyeceği bir alan bulup dans etmeye o bölgede devam ettik. Bazılarımız uykusuzluğa dayanamayıp pansiyona geri döndüler tabii :) Ortalık aydınlanmaya başlarken sahile doğru yürümeye başladık. Yorgunluktan kumlara uzandıktan ve gün doğumunu uzun bir süre bekledikten sonra nihayet güneş yüzünü denizin ötesinden göstermeye başladı.

IMG_20210926_065652

Birkaç büyülü dakikanın ardından uyumak için dönüş yoluna geçtik. Gece aramızdan ayrılan arkadaşlarımızın da iyi olduğundan emin olduk :) Üzerimizde tatlı bir yorgunluk, ve gün doğumu izlemiş olmanın huzuruyla…

Untitled

Son gün pansiyondan çıkışımızı yaptık ve Antalya merkezde dalışlarımızı yaptık. Merkez olmasına rağmen canlılık bakımından tatmin ediciydi. Kaplumbağa gördüğünü iddia eden bile var :)

Buradaki dalışlarımızla beraber 4 günlük serbest dalış maceramızın sonuna gelmiştik. Geriye ise çok keyifli ve komik anılarımız, bizi yakınlaştıran dostluklarımız ve böyle güzel fotoğraflarımız kaldı.

sd4

IMG_4120

 

Serbest dalışı SCUBA’dan ayıran en iyi şey bence kendi sınırlarınızı zorlayabiliyor olmak. Yavaş yavaş kendi gelişiminize şahit olmak, kendinizle rakip olmak. Bir de sınırsız eğlenmek tabii…

Keyifli bir kurs süreci ve güzel bir SD gezisi dileğiyle…

IMG-20210928-WA0013

ETİKETLER: ,